Astroloji gökyüzü döngülerini, gezegenlerin, Ay ve Güneş'in pozisyonlarını inceleyerek, sayısal verilere dönüştürüp, bir "Doğum Haritası" oluşturmak yolu ile analiz yapabilme ve öngörüde bulunabilme sanatıdır. Astrolojik öngörüler bir kehanet değil, gökyüzü gündemini takip ederek, geçmiş verilere dayalı ihtimalleri öngörebilme becerisi ve sembol okuma ilmidir. Astronomi'ye, hesaplamalara dayalıdır. Eski toplumlarda astrologlar bilge kişiler, çok iyi eğitim görmüş coğrafyacı, matematikçi ve astronomlardı. Gökyüzü gözlem ve hesaplamalarına güvenmelerinin altında yatan sebep ise benzer gökyüzü döngülerinin benzer sonuçlara yol açtığını keşfetmiş olmalarıdır.
Astroloji ilk dönemlerde bireysel bir araç olarak değil daha çok toplumu ilgilendiren olaylarda ve yöneticilerin eylemlerinde yol gösterici olması amacıyla kullanılmaya başlandı ise de derin bilgi birikimi, toplumlar arasında yayılımı ve benimsenmesiyle beraber kişisel amaçlarla da kullanımı yaygınlaşmıştır. Bugün "Batı astrolojisi" olarak adlandırdığımız alan kökeninin çok daha eski dönemlere dayandığı biliniyor olsa da yazılı bilgiler bakımından temelini Mezopotamya uygarlıklarından alarak, fetihlerle beraber Mısır, İran, Arap, Yunan, İslam uygarlıklarının yetiştirmiş olduğu matematikçi ve astronomlar sayesinde zenginleşmiş...astroloji adeta bir medeniyetler birikimi şeklinde hizmetimize sunulmuştur. Bununla birlikte son yıllarda şeffalığın ve bilgi paylaşımının artması ile farklı astroloji ekolleri diğer alanların kıymetli bilgilerini kendi yöntemleri içinde de deneyimleme ve analizlere dahil etme egilimindedirler. Bu bağlamda yapılan analizlerin derinliği ve isabet oranı da artmış bulunmaktadır.
Bu kadim ilmi geçtiğimiz yetmiş seksen yıl içinde magazinsel bir yaklaşımla basitleştirerek günlük, haftalık burç yorumlarından ibaret bir yaklaşımla popüler eğilimlere kurban eden kesimler artmış olsada, astrolojiye gönül vermiş astrologlar bilirler ki; asıl gaye kısa vadeli yorumlamalardan daha çok insanın anlam arayışına daha uzun vadeli bir yanıt vermektir. Astrolojiyi burçlardan ibaret görmek, içinde bin yılların birikimi, sayısız insanın, sayısız toplumun emeği olan bu kadim bilgiyi sığlastırmaktan başka bir işe yaramaz...
Astroloji "burç" demek değildir, sadece burçlar kişiyi oluşturmaz. Bir doğum haritasında on iki burcun da kişinin potansiyeli ve hayatta karşılaşacakları ile ilintisi vardır. Işıklar dediğimiz Güneş ve Ay, gezegenler, evler, açılar, önemli matematiksel noktalar ve daha bir çok detay hem tek tek hem bağlantıları ile incelenerek sonuca varılır. Bilinmelir ki burcumuz değil, doğum haritamız vardır...
Astrolojik analizde insanoğlunun bu dünyada nefes aldığı "ilk an sabit bir nokta" olarak kabul edilir. Tam o ilk nefes anının gökyüzü bilgileri çekilerek, sayısal verilere dönüştürülür ve bir doğum haritası çıkarılır. Doğum anının gökyüzü yerleşimleri, kişinin titreşimini, bu dünyada karşılaşacağı kişileri ve olayları algılama biçimini, dünyaya uyumlanmak için kullanacağı yol ve yöntemleri işaret eder. Kişinin kendini tanıyabilmesine yardımcı olur. Bu noktada astrolojik analiz kişinin kendine yolculuğu...bir nevi aynada kendi ile yüzleşmesidir. Şirketlerin, birlikteliklerin, ortaklıkların, olayların, ülkelerin, soruların ve daha pek çok olgunun da olay anı baz alınarak haritaları oluşturulabilmekte, potansiyel ölçümü yapılabilmektedir. Ancak haritanın amacı ne olursa olsun, doğru oluşturulması için üç temel verinin doğru biliniyor olması şarttır. Bunlar: -Doğum zamanı(gün, ay, yıl), -Doğum yeri, -Doğum saat ve dakikasıdır. Bu üç temel bilgi doğru ise çıkarılan harita kişinin ya da konunun "frekansının ne olduğu, nereye gittiği, hangi etkiler altında bulunduğu" gibi konularda gerçekçi bilgiler sunabilecektir. Bu verilerden doğum tarihi bilinmiyorsa harita çıkarmak mümkün olamamaktadır ancak doğum saati bir iki saat aralığında biliniyorsa danışanın hayatında etkili olan önemli olayların tarihleri alınarak geriye dönük bir kronoloji hazırlanır ve "rektifikasyon" çalısması yapılarak doğum saati en az sapma ile belirlenmeye çalışılır. Doğum haritası oluşturululan bir kişi ise eğer, kişinin benlik duygusu, parasal potansiyeli, aile durumu, hastalık, sağlık göstergeleri, ilişki, çocuk, evlilik, iş ve kariyer hayatı, zaafları, ödevleri, imtihanları gibi pek cok açıdan hayatının ona vadettiği konular değerlendirilebilecektir. "Peki ama bu neden gereklidir, tekamül yolunda akışı yaşamak değilmidir esas olan?" denilebilir...gereklidir çünkü insanoğlu potansiyeli ve yaşadıkları arasında bir denge kuramadığında iç huzuru bulamaz, yaşamından mutlu olamaz ve sık sık "ne için buradayım, neyi görmüyorum, benim bu hayatta misyonum, geliş amacım nedir?" sorgusuna girer. Evet herseyden üstün bir "külli irade" vardır ancak insanoğluna bir de "cüzi irade" bahşedilmistir. İnsanlar seçim hakkına sahip ve bu seçimlerinden sorumlu yaratılmışlardır. Hayatı yaşarken edinilen tecrübeler, neyi neden yaptığımız, tekrarlayan olaylar, kısır döngüler haritamızla birlikte bir ayna gibi bizi bizimle yüzleştirecektir. Bu yüzleşme ile beraber artık seçim kişiye kalır, ya bu yüzleşmeyi sadece bir merak olarak görecek hayatına aynı yoldan devam edecek ya da edindiği bilgilerle dönüşme, elinden geldiğince hangi konulardan dersleri varsa o konularda yol ve yöntemlerini gözden geçirip gereken değişiklikleri yapma yoluna gidecektir.
Doğum haritası analizi kıymetini bilene bir uyanış kapısı aralar, farkındalığını artırır. Belki doğum, cinsiyet, ölüm gibi önemli konularda belirlenen çerçevede değişmez bir kadere sahibiz ancak bahşedilen seçim şansı ve eylemlerimizden sorumlu olmamız dolayısı ile bize verilen yaşamı gözümüzdeki sis perdesinden kurtulup hayatımızın sorumluluğunu alarak yaşamak, "bir ömür anlayamadan geçti" dememek, yolumuzu farkındalıkla yürümek için ciddi bir bakış açısı sunacaktır.
Astrolojik analiz belki herşeye çözüm değildir ama insanın anlam arayışına bir yanıt, hayatı yaşarken atacağı adımlara bir rehber olacaktır.